Monday, January 21, 2013

Lalenin Hikayesi- Povestea lalelei



Un articol pe care l-am tradus acum ceva timp si care mi s-a parut interesant mai ales pentru cei care nu stiu ca laleaua nu provine din Olanda, ci din Turcia...


Hollandalılar 17. yüzyılın başlarında lale çılgını olmuşlar, bu yüzden intiharlar ve iflaslar yaşanmıştı.
Sadece Erzurum Karayazı'da yetişen bir tür ters lale olan çiçeğin son kalan 57 adet soğanını sökerek yurtdışına götürmeye çalışan 2 Hollandalı birkaç gün önce sınırda yakalandı. İşin ilginç tarafı bugün dünyanın en büyük lale üreticisi olan Hollanda'ya lale 16. yüzyılda İstanbul'dan gitmişti.

La inceputul secolului al -XVII- lea, olandezii erau innebuniti dupa lalele, din aceasta cauza au existat sinucideri si faliment. Nu mai tarziu de acum cateva zile au fost prinsi la granita 2 olandezi care incercau sa ia si sa duca in strainatate ultimii 57 de bulbi ramasi dintr-o specie de lalea altoita care creste doar in zona Marii Negre, la Erzurum. Partea interesanta a acestei povesti este ca laleaua a venit in Olanda- care este in prezent cel mai mare producator de lalele din lume- in secolul al-XVI-lea din Istanbul.

Her yerde lale kullanıldı         Lale ilk olarak Asya'da ortaya çıktı. Kervanlarla ticaret yolları boyunca Batı'ya doğru yayıldı. Selçuklular'la birlikte Anadolu'ya geldi. Osmanlı Devleti'nin kurulmasından sonra lale hayatın her safhasını süslemeye devam etti. Padişahların kaftanlarında, gömleklerinde, askerlerin miğferlerinde, at başlıklarında lale motifleri kullanıldı. Lale yalnız bahçeleri değil Osmanlı sanatının her türünü süsledi. Çinileriyle ünlü Rüstem Paşa Camii'nde 40'tan fazla lale motifi kullanılmıştı.

Laleaua era folosita peste tot        Pentru prima data, laleaua a aparut in Asia. S-a raspandit spre vest de-a lungul drumurilor comerciale, prin caravane. A patruns in Anatolia o data cu seleucizii. Dupa fondarea Imperiului Otoman, laleaua a continuat sa impodobeasca toate aspectele vietii. Motive continand laleaua au fost folosite pe caftanele si camasile padisahilor, pe coifurile soldatilor, pe harnasamentul frontal al cailor. Laleaua nu impodobea doar gradinile ci era prezenta si in toate formele artistice. La importanta moschee Rustem Pasa cu tablitele sale ceramice se pare ca au fost folosite peste 40 de motive cu lalele.

1453'te fetihten sonra lalenin yeni gözde mekânı İstanbul'du. İstanbul'un her tarafında padişahlar için düzenlenmiş hasbahçeler vardı. Avrupa'da bahçe nedir bilinmezken padişahlar göz alıcı hasbahçelerde devlet işlerinin yorgunluğunu üzerlerinden atarlardı.

Dupa cucerirea din 1453, nou loc favorit al lalelei era Istanbulul. Peste tot in Istanbul existau gradini private aranjate pentru padisahi. In timp ce in Europa nu se stia ce inseamna o gradina, padisahii treceau peste oboseala afacerilor de stat in gradini private ce iti luau ochii.

Laleyi pişirip yediler      1562'de lale Avrupa topraklarına çok ilginç bir şekilde ayakbastı. İstanbul'dan kumaş getiren bir gemi Anvers limanına yanaştığında şehrin tüccarlarından birine gelen kumaş balyaları arasında lale soğanları da vardı. Anversli tüccar, kumaşların yanındaki lale soğanlarını Osmanlı soğanı zannetti. Soğanların çoğunu kızartıp, zeytinyağı ve sirke dökerek yedi. Kalanlarını da bahçesindeki lahana ve kabakların yanına ekti. 1563'te bahar geldiğinde bahçedeki sebzelerin arasında göz alıcı laleler fışkırmıştı. Lale'nin ilginç hikâyesi Mike Dash'ın Lale Çılgınlığı isimli kitabı ve Kültür A.Ş'nin hazırlattığı "Lale, Doğu'nun Işığı" isimli DVD'den teferruatlı olarak öğrenilebilir.

Gateau lalelele si le mancau       In 1562, laleaua a pasit pe pamanturile Europei intr-un mod foarte interesant. O barca ce aducea panza de la Istanbul, acosteaza in portul Anvers iar printre balotii de panza destinati unuia dintre negustorii orasului se aflau si bulbi de lalea. Negustorul din Anvers a crezut ca bulbi de lalea de langa panza erau ceapa otomana. A prajit si a mancat majoritatea “cepelor” turnand ulei si otet. Resturile le-a plantat langa varza si dovleacul din gradina sa. In 1563 cand a venit primavera, printre legumele din gradina au rasarit splendidele lalele. Povestea interesanta a lalelei poate fi cunoscuta in detaliu din cartea lui Mike Dash numita “Isteria lalelei” si din DVD-ul pe care l-a pregatit Departamentul cultural denumit “ Laleaua, lumina orientului”.

Laleyi Avusturya Elçisi Busbecq götürdü       Flaman kökenli Ogier Ghiselin de Busbecq, 1554-1555, 1555-1562 tarihlerinde Avusturya elçisi olarak Osmanlı ülkesinde bulundu. Viyana'ya dönerken yanında götürdüğü birçok bitkinin arasında lale soğanları da vardı. Busbecq, bu soğanları imparatorluk bahçeleri sorumlusu arkadaşı Carolus Clusius'e verip, Türkler'in yetiştirdiği laleleri ona anlattı. Clusius, Busbecq'in getirdiği soğanlarla Avusturya'da lale üretmeye başladı.
Clusius, Protestan'dı. Katolik baskısının artması üzerine 1593'te lale soğanlarını da yanına alarak Leiden'e gitti. Üniversitenin bahçesinde lale yetiştirdi. Bu dönemde Hollanda siyasi ve ekonomik olarak büyümekteydi. Doğu ticaretinden zenginleşen Hollandalılar lüks evlerini bahçelerle süslediler.

Ambasadorul Austriei, Busbecq a dus laleaua mai departe      Ogier Ghiselin de Busbecq, ambasador de origini flamande, s-a aflat in Imperiul Otoman ca ambasador al Austriei intre 1554-1555, 1555-1562. Cand s-a intors la Viena, printre cele cateva plante pe care le-a dus cu el se aflau si bulbi de lalea. Busbecq i-a dat acesti bulbi prietenului sau Carolus Clusius, responsabilul de gradinile imperiale si i-a povestit despre lalelele pe care le cultivau turcii. Cu bulbii adusi de Busbecq Clusius a inceput productia de lalele in Austria.
Clusius era protestatant. La intensificarea opresiunii catolice, in 1593 a luat bulbii de lalele si a pleacat la Leiden. A cultivat lalele in gradina universitatii. In aceasta perioada, Olanda era in crestere pe plan politic si economic. Olandezii care se imbogateau din comertul cu orientul, isi impodobeau casele de luxs cu gradini.

Lale çılgınlığı       17. yüzyılın ilk çeyreğinde Hollanda'yı lale çılgınlığı sardı. Nadir bulunan laleler inanılmaz fiyatlara satılıyordu. 1629'da bir lale Amsterdam'da bir malikânenin fiyatına 12 bin guldene satılınca herkesin gözü bu çiçeğe çevrildi. Fakir insanlar bile lale yetiştirmeye başladı. Yetiştirilen laleler satılınca, daha pahalı lale soğanlar alınıyor ve ticaret hayatın her tarafını sarıyordu.
1636 sonbaharında çılgınlık iyice hat safhaya vardı ve lale ticareti kumara dönüştü. Laleler, bar ve batakhanelerde kendisinin yerine kime ait olduğunu belirten kâğıtlarla alınıp satılıyor, bir lale bir günde 10 kez el değiştiriyordu. Bu yüzden sıradan laleler bile inanılmaz fiyatlara ulaştı. Laleler açtığında fiyatların inanılmaz yüksekliği yüzünden tüccarlarda laleyi alacak para yoktu. Hollandalılar, artık lale almak yerine satmaya başladılar. Fiyatlar bir haftada yüzde 95 düştü. Büyük paralar kazananların yanı sıra battıkları için Amsterdam kanallarına atlayarak intihar edenler bile oldu. 1637'de devlet bu duruma el koyarak yeni bir düzenleme yapıp, lale ticaretini daha küçük ölçekli ve kontrol edilebilir bir duruma getirdi.

Isteria lalelei       In primii 25 de ani ai secolului al- XVII- lea, isteria lalelei cuprinde Olanda. Lalelele care se gaseau rar, se vindeau la preturi incredibile. In 1629, cand o o lalea a fost vanduta la 12 mii de guldeni, pretul unei proprietati din Amsterdam, atentia tuturor s-a indreptat catre aceasta floare. Pana si oamenii saraci au inceput sa cultive lalele. Cand se vindeau lalelele ce au fost cultivate, se achizitionau bulbi de lalele mai scumpi si comertul a cuprins viata in toate aspectele ei.
In toamna anului 1636, isteria ajunge la un stadiu avansat, iar comertul cu lalele se transforma intr-o afacere riscanta. Lalelele se cumparau si se vindeau cu hartii care mentionau cui apartineau in carciumi si localuri dubioase, o lalea trecand prin 10 maini diferite pe zi. De aceea, chiar si lalelele comune au atins un pret incredibil. Cand lalelele infloreau/ se deschideau, din cauza ca pretul lor crestea intr-un mod de necrezut, comerciantii nu mai aveau bani sa cumpere lalele. Olandezi au inceput atunci sa vanda in loc sa cumpere lalele. Preturile intr-o saptamana au scazut cu 95%. Pe langa cei care au castigat bani frumosi, au existat unii care chiar s-au sinucis aruncandu-se in canalele din Amsterdam pentru ca au ajuns la faliment. In 1637 statul s-a implicat in aceasta situatie si a emis o noua reglementare care a adus comertul cu lalele la o forma care putea fi controlata si la o scala mai mica.

Lale Devri       Hollanda'da 17. yüzyıl başlarında yaşanan lale çılgınlığı yaklaşık bir asır sonra İstanbul'da canlanıp, bir döneme adını verdi. 1703'te Osmanlı tahtına çıkan Üçüncü Ahmed tam bir lale tutkunuydu. Hükümdarlığı döneminde lale ön plana çıktı. 1718-1730 yılları arasına bu yüzden "Lale Devri" denildi.

"Epoca lalelei"       Isteria lalelei pe care a trait-o Olanda la inceputul secolului al- XVII- lea, a prins viata in Istanbul aproape dupa un secol si a dat numele unei epoci. Ahmet al IIl lea care a preluat tronul Imperiului Otoman in 1703 era un adevarat pasionat de lalele. In timpul domniei sale a adus in prim plan laleaua. De aceea perioada dintre 1718-1730 a fost denumita “ Epoca lalelei”.

Lale fiyatları arttı       Lale Devri'nde süslü bahçeler ön plana çıktı. Bu devirde bahçecilikle ilgili bilgiler bir sır gibi saklanırdı. Bu dönemde lale hakkında birçok kitap yazıldı. Şairler, yeni ortaya çıkan laleleri methettiler. Lale yetiştirme bir hastalık haline gelmişti. Laleye talebin aşırı artması fiyatları da yükseltti. Bunun üzerine devlet lalelerin türlerine göre fiyatlarını belirledi.

Pretul lalelei crestea       In “ Epoca lalelei” au iesit in evident gradinile impodobite. In aceasta epoca, informatiile referitoare la gradinarit erau ascunse ca un secret. In aceasta periaoda s-au scris multe carti despre lalea. Poetii elogiaza lelelele noi aparute. Cultivarea lalelelor s-a transformat intr-o boala. Cresterea excesiva a cererii pentru lalele a determinat si cresterea pretului acestora. Asupra acestui aspect, statul a impus pretul in fuctie de tipul de lalea.

No comments:

Post a Comment